Yazılımcı olunmaz, yazılımcı doğulur -2: Nasıl yazılımcı olunur?

Genelde her şey o ilk adımla başlar.


İlk yazımda bilgisayarların neden programlandığını anlatmıştım.  Peki yazılımcı nasıl olunur?
Bugün, senin için yepyeni bir başlangıç olabilir. Çünkü bugün en mutlu günün, bugün ilk bilgisayarını aldın.
Her tarafını karıştırdın, Genel Ağ'da gezindin, oyun oynadın günler, aylar boyunca...
Ama bu sana yetmemeye başladı, bir şeyler eksik, içinde bir heyecan, duygu. Acaba bu programları, oyunları, ağ kümelerini nasıl yapıyorlar? İşte yazılımcının ilk özelliğini keşfettin: merak. Aslında hep senin içindeydi de farkında değildin. İşte, bu yüzden yazılımcı doğulur!

Basmakalıp bir "bilgisayardan anlayan" tiplemesi gözlüklü, inek, çok bilgili, geveze, asosyal bir tiplemeyi akla getirir, filmlerde dizilerde de bu vardır ama yanlıştır! Şimdiye kadar karşıma hiç böyle bir yazılımcı çıkmadı. Zeki olduğumuz doğrudur ama gözlüklü asosyal inek değilizdir, oldukça sosyalizdir.

İlk başta yaptığın basit şeyler çok büyük şeylermiş gibi gelir, herkese gösterirsin, bebeğini yeni kucağına almış baba edasıyla "Ben yaptım!" dersin. "Ulan oğlum saçma sapan işlerle uğraşma işin gücün yok mu?" diyenler bilmezler ki asıl işsiz güçsüz olan kendileridir.

Denemekten, yanlış yapmaktan korkmazsın, deneme-yanılma ile pek çok şeyi yapar tecrübe edinirsin. Her şeyi deneyerek öğrenirsin. Bir şeyi yapamazsın, kafa yorarsın, en sonunda yaparsın.

Pratik çözümler üretir, sonuca en kısa yoldan ulaşırsın. Neyi nasıl yapacağını bilirsin.

Tüm bu özellikler insanın doğuştan edindiği özelliklerdir, bir insan yazılımcı doğar. Yazılımcı doğan bir insan için kod yazmak oyun hamuru ile oynamak kadar basittir.


Comments

Post a Comment

Popular posts from this blog